30 Ekim 2015 Cuma

YAŞAYARAK ÖĞRENMEK


Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir
bakkal dükkânına girmiş. Bakkala hemen kendisini
saklamasını emretmiş. Bakkal da Napolyon´u müsait bir
yere saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da;
-´Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı.´ diye savuşturmuş.
Nihayet biraz sonra Napolyon´un muhafızları yetişmişler..
Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon´a
sormuş:
-´Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli
burun buruna gelmek nasıl bir duygu?´
Napolyon birden öfkelenmiş.
-´Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine
konuşabiliyorsun?´ diye bağırmış. Hemen askerlerine,
adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş Askerler
bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.
Mermiler namlulara sürülmüş, artık ´ateş´ emri
verilecek…
Adamcağız içinden
-´Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin´ diye
düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki
ba ğı açmış. Karşısında Napolyon varmış. Tek cümleyle
cevaplamış Napolyon:
-´İşte böyle bir duygu!´
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme
biçimidir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder